Blog - book


Biraz da yazalım

Meditasyonlar


Eser altı adet meditasyondan oluşmaktadır. Amaç bir tanrının varolduğunu, ruhun bedenden ayrı ve farklı olduğunu deliller ile kanıtlamaktır. Bu yazıda meditasyonların önemli noktaları üzerinde durmaya çalışacağım.

Birinci Meditasyon

İlk meditasyon kuşku konusu edilebilecek şeyler hakkındaki ayrımlardan bahsediyor.

  • Kuşkulanılamayacak şeyler : Aritmetik ve geometri gibi yalın ve genel şeylerdir. İster uyanık olalım isterse uykuda olalım aynı sonucu verirler. 2+3' ün 5 sonucunu vermesi ve bir karenin 4 kenarının olması gibi.
  • Kuşkulanılacak şeyler : Fizik, astronomi, tıp gibi birleşik şeylerdir ki bunlar kesinlikten uzaklardır.

Descartes'e göre tanrı iyidir ve yüce hakikat kaynağıdır. Kötü cin hilekardır, aldatıcıdır, nesnelere sahipmişiz gibi bizi kandırır. Bir de kişinin kendisi vardır ki o da nesnelere sahipmiş gibi davranan bir yaratıktır.

İkinci Meditasyon

İkinci meditasyon insan ruhunun doğası veonu tanımanın bedeni tanımaktan daha kolay olduğu hakkındadır.

Kendimi varolmadığıma inandırmışsam bile bir şeyler düşünmüş olurum ki bu varlığımı kanıtlar. Eğer kötü cin beni aldatmaya çalışıyorsa ben yine varım demektir.

El, kol ve yüze sahip karmaşık bir makineyim ve bu makineye beden diyorum. Yürüyüp, hissedip, düşünüyorum ve bunları da ruhla ilişkilendiriyorum. Bu durumda da kötü cin beni kandırmış olabilir. Ancak yalnızca düşünmek beni varolduğuma inandırıyor.

Meşhur balmumu topağı örneğinden bahsedeyim. Balmumu serttir, soğuktur ve üzerinde çiçek kokusu vardır. Ancak onu ısıtınca özellikleri değişiyor, yumuşuyor, esnek bir hal alıyor ve kokusu kayboluyor. Bunu ben imgelemimle bilemem, anlığımla kavrayabilirim. Madem ki cisimler duygularla ve imgelemlerle değil ancak anlıkla bilinebiliyor ve görülüp dokunulduklarında değil düşünceyle anlaşılıp kavrandıkları için tanınıyorlar o halde benim için zihnimden daha kolay bilinebilecek hiçbir şey yoktur.

Üçüncü Meditasyon

Üçüncü meditasyon tanrı ve tanrının varlığı hakkındadır.

Tanrı sınırsız, ebedi, değişmez, bağımsız, her şeyi bilen, her şeye gücü yeten, eylemi ile benim ve diğer bütün varolan şeylerin yaratıldığı bir tözdür. Olumlu olan bu nitelikler o kadar büyük ve üstün ki onları ne kadar dikkatli irdelersem zihnimdeki onlara ait idelerin kaynaklarını sadece benden aldıklarına o kadar az inanırım.

Eğer kendiminkinden daha yetkin bir varlık idesi olmasaydı, kuşku ve arzu duyduğumun yani bende bir şeylerin eksikolduğunun bilincine varmam nasıl olanaklı olabilirdi?

Kendi varlığımın nedeniysem ve tanrıya yüklediğim özellikler bende gizli bir şekilde varsalar ve azar azar gün geçtikçe ortaya çıkıyorsalar bu yine benim eksikliğimi gösterir.

Geriye bu ideyi nasıl elde ettiğimi irdelemek kalıyor. Bu da tanrının beni yaratırken, ustanın eserine damgasını vurması gibi içime bu ideyi koymuş olmasıdır.

Dördüncü Meditasyon

Doğru ve yanlış hakkındadır.

Bendeki her şey tanrıdansa ve o da bana hiçbir yanılma yetisi koymamışsa, hiçbir zaman yanılmam. Ancak deneyimlerim pek çok yanılgıya düşmüş ve düşmekte olduğumu gösteriyor. Öyleyse ben üst-varlık ile gayrı-varlık arasına yerleşmiş bir varlığım. Tanrının bana verdiği doğruyu yanlıştan ayırma yetisi sonsuz değildir, bu nedenle yanılgılara düşerim

Anlığın zihnimdeki tasarımıyla varlıkları olumlayabilir ve yadsıyabilirim. O zaman anlıkta yanılgı olmaz. Ancak anlığımda idesi bulunmayan sayısız şey vardır. Anlığımızın önerdiği şeyleri olumlamak veya yadsımak, aramak veya kaçınmak üzerimizde hiçbir dış kuvvetin zorlayışını hissetmeden hareket edebilmemizden ibarettir, bu seçimi özgürce yaparız. Zira doğa yasalarının ışığı bize anlığın bilmesinin her zaman iradenin karar vermesinden önce gelmesi gerektiğini gösterir.

Her ne zaman irademi ancak anladığım tarafından açık-seçik biçimde sunulan şeyler hakkında yargıda bulunacağı biçimde bilgimin sınırları içinde tutsam yanılmam mümkün değildir. Çünkü her açık-seçik tasarım bir şeydir ve kökeni hiçlikte olamaz, yapanı tanrı olmak zorundadır.

Beşinci Meditasyon

Maddesel şeylerin özü hakkında ve yine tanrı hakkında, tanrının varolduğu hakkındadır.

Bir üçgen tasarladığımda, belki de düşüncem dışında dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şekil varolmasa bile, yine de bu şekil bir doğaya ya da biçime, belirlenmiş bir öze sahip olmamazlık edemez. Üçgenin çeşitli özelliklerini kanıtlarla gösterebilirim. Örneğin üç açısının toplamı iki dik açıya eşittir, en geniş açısı en uzun kenarını görür. İlk kez bir üçgen tasarladığımda bu özellikleri hiçbir şekilde aklıma getirmediğim halde, şu anda üçgende bulunduklarını çok açık ve net olarak görebiliyorum. O yüzden bunlar salt yokluk değil bir şeydirler. Doğruluk varlıkla özdeş olduğundan ve bunların varlıklarını kanıtladığımdan doğrudurlar.

Dağ idesi vadi idesinden nasıl ayrılamıyorsa, varoluş da tanrının özünden ayrılamaz. Varoluşsuz bir tanrı yani en yüksek yetkinliğe sahip olmayan bir en yetkin varlık tasarlamakta, kanatlı veya kanatsız bir at tasarlamaktaki kadar özgür olamam. Tanrının varlığına bir kere inanınca daha da şüphelenilemez çünkü her şey ona bağlıdır ve o aldatıcı değildir.

Altıncı Meditasyon

Maddesel şeylerin varlığı ve insan ruhu ile bedeni arasındaki gerçek ayrım hakkındadır.

Sımsıkı bağlı olduğum bir bedenim vardır. Beni olduğum şey yapan ruhumun, bedenimden bütünüyle ve tam anlamıyla ayrı olup onsuz varolabildiği kesinlikle doğrudur.

Doğanın bana öğrettiği her şeyde bir hakikat payı vardır, doğadan kastım tanrının kendisi ya da yaratılmış şeylere verdiği düzendir. Doğanın bana öğrettiği şey elem, acıkma ve susama gibi duygulara sahip olan bir bedenimin olduğudur. Bedenle tek bir bütün olacak şekilde kaynaşırız. Doğa bana elem duygusu oluşturan şeylerden kaçmayı, haz veren şeylere yönelmeyi öğretiyor. Bunlar sadece duyu algılarına dayanarak kavranamaz, ruh tarafından incelenmesi gerekir. Aslında hakikat ruh-beden birleşimine değil sadece ruha düşüyor. Beden doğası gereği her zaman bölünebilir ancak ruh bölünemez. Bedenden bir ayak, kol ayrılırsa ruhtan hiçbir şey eksilmez. Ruh bedenin bütün parçalarından değil beyinden hatta onun en küçük parçalarından biri olan sağduyudan izlenimlerini alır.

Tanrı aldatıcı değildir ancak insan hayatı özel konularda sık sık yanılmaya yazgılıdır ve doğamızın sakatlık ve zayıflığını da kabul etmek gerekir.

Cheers !!

Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ısığından bir şey kaybetmez..

Kategoriler


> platon

> descartes

> mert-yazi